Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 2019-2023 Yılları Arasında Gerçekleşen İş Kazalarının Değerlendirilmesi

Abstract

Amaç: Bu araştırmada Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi (OMÜTFH)'nde 2019-2023 yılları arasında gerçekleşen iş kazalarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipteki bu araştırmanın evrenini OMÜTFH'de bu beş yıllık süre içinde gerçekleşen 913 iş kazası oluşturmuştur. Bu 913 iş kazasından 879'unun kaza tutanak kayıtlarına tam olarak ulaşılmış ve araştırmaya alınmıştır. Araştırmanın verileri SPSS 22.0 ile değerlendirilmiştir. Gruplar arasındaki fark ki-kare testi ile karşılaştırılmıştır. İstatistik anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak belirlenmiştir. Bulgular: Kazazedelerin yaş ortalaması 30,9±9,6 yıl olup, %60,1'i kadındı. İş kazaları en sık 2023 yılında, Kasım ayında, mesainin ilk sekiz saati içinde, klinik birimlerde gerçekleşmiştir. En fazla kazaya uğrayan meslek grubu 341 (%38,8) kaza ile intörn hekimler olarak saptanmıştır. En sık görülen iş kazası türü 632 (%71,9) kaza ile kesici delici alet yaralanmaları olmuştur. Kesici ve delici alet yaralanmaları, kan ve vücut sıvısı ile temas, kimyasal madde ve ilaç teması ve besin zehirlenmesi kadınlarda, kas iskelet sistemi yaralanmaları ve şiddet ise erkeklerde daha sık görülen iş kazaları olarak saptanmış olup cinsiyetler arasında kaza türleri açısından anlamlı fark olduğu görülmüştür (p<0,05). Çöp toplama, girişimsel işlem, hasta bakımı, kan alma ve kan şekeri bakma kadınlarda; ameliyat, çarpma düşme ve şiddet ise erkeklerde daha sık görülen kaza sebepleri olarak saptanmış olup cinsiyetler arasında kaza sebepleri açısından anlamlı fark olduğu görülmüştür (p<0,01). Sonuç: Çalışanların özellikle gündüz mesai saatlerinde iş kazası riskine daha fazla maruz kalmaları nedeniyle, bu saatler arasında dikkatli çalışma prensiplerine uyulması büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda; yeterli personel istihdamının sağlanması, çalışma ortamının güvenli ve düzenli hale getirilmesi ile çalışanlara gerekli eğitimlerin verilmesi konularına özen gösterilmelidir. Sağlık kurumlarında, özellikle kesici ve delici alet yaralanmaları başta olmak üzere kazalara ve yaralanmalara neden olabilecek risklerin gözlemlenmesi ve izlenmesi amacıyla daha etkili yöntemlerin geliştirilmesi ile mesleki maruziyetlerin düzenli olarak takip edilmesi, sağlık kurumu yöneticileri açısından öncelikli bir sorumluluk olmalıdır.Objective: This study aimed to evaluate occupational accidents that occurred at Ondokuz Mayıs University Faculty of Medicine Hospital (OMUFMH) between 2019 and 2023. Materials and Methods: This descriptive study included a total of 913 occupational accidents reported during the five-year period at OMUFMH. Complete medical records from 879 of these accidents could be obtained and included in the analysis. Data were analyzed using SPSS version 22.0. The chi-square test was used to compare categorical variables, with a significance level set at p<0.05. Results: The mean age of the injured workers was 30.9 ± 9.6 years, and 60.1% were female. Most occupational accidents occurred in 2023, particularly in November, within the first eight hours of a work shift, and primarily in clinical units. Intern doctors represented the most affected occupational group, accounting for 341 cases (38.8%). The most common type of accident was injuries caused by sharp or penetrating instruments, which constituted 632 cases (71.9%). These injuries, along with exposure to blood and body fluids, contact with chemicals or medications, and food poisoning, were significantly more common among female employees. In contrast, musculoskeletal injuries and incidents involving violence were more frequent among male employees. A statistically significant difference was found between genders regarding the types of accidents (p = 0.011). Additionally, accident causes such as waste collection, interventional procedures, patient care, blood sampling, and blood glucose testing were more frequently reported by female workers, where as surgical procedures, falls/collisions, and violence were more commonly reported by male workers, also indicating a significant gender-based difference (p < 0.01). Conclusion: As employees are more exposed to occupational accident risks during day time working hours, adherence to careful working principles during these hours is of great importance. In this context, attention should be paid to ensuring adequate staffing, creating a safe and orderly work environment, and providing necessary training to employees. In healthcare institutions, particularly with regard to injuries caused by sharp and penetrating instruments, it should be a priority responsibility of hospital administrators to develop more effective methods to observe and monitor risks that may lead to accidents and injuries, and to regularly track occupational exposures.