Spinal Anestezi Uygulanan Hastalarda Hipotansiyon ve Nabız Dalga Hızı İlişkisi

Abstract

Amaç: Spinal anestezi ilişkili hipotansiyon (SAİH) önemli morbidite ve mortalite sebebidir. Önleyici yaklaşımlara rağmen SAİH insidansı istenilen düzeyde değildir ve anestezi pratiğindeki önemini korumaktadır. Arteriyel sertlik (AS) son organ hasarı, istenmeyen olaylar ve tüm nedenlere bağlı mortalite için bir prediktör olarak kabul edilmektedir. Çalışmamızda spinal anestezi altında (SAA) transüretral rezeksiyon (TUR) cerrahisi planlanan hastaları, preoperatif nabız dalga hızı (NDH) ölçümüyle AS açısından değerlendirdik. Amacımız preoperatif değerlendirilen yüksek NDH'nin SAİH ile ilişkili olup olmadığını belirlemektir. Hastalar ve yöntem: Çalışmamız tek merkezli ve prospektif olarak planlandı. Spinal anestezi altında TUR planlanan ASA I-II, 45-75 yaş arası, 120 erkek hasta dahil edilmiştir. Hastaların preoperatif dönemde uygun şartlar sağlandıktan sonra (15 dakikalık istirahat sonrası, yarı oturur pozisyonda) Mobil-O-Graph® cihazı yardımıyla NDH ölçümleri yapıldı. Spinal anestezi öncesi bazal kan basıncı ve kalp hızı değerleri not edildi. Spinal anestezi uygulanırken, tüm hastalar için aynı teknik, aynı türden iğne, aynı ilaçlar (lokal anestezik) uygulandı. Spinal anestezi sonrası ilk 10 dakikada iki dakika ara ile, 10-30. dakikalar arasında beş dakika ara ile ve sonrasında 120. dakikaya kadar 15 dakika ara ile hemodinamik parametreler ölçüldü. Sistolik kan basıncında (SKB) bazal değerlere göre  %20 azalma görülmesi hipotansiyon olarak tanımlandı. Bulgular: Normotansif olarak değerlendirilen 80 hastanın ortalama NDH değeri 91,2 m/s iken; hipotansif olarak değerlendirilen 40 hastanın NDH değeri 9,81,2 m/s'idi ve bu sonuçlar istatiksel olarak anlamlı şekilde farklı olarak bulundu (p=0,003). Hipotansiyona etki eden risk faktörleri lojistik regresyon analizi ile incelendiğinde NDH arttıkça SAİH riski univariate modelde 1,8 kat; multivarite modelde ise 9,9 kat arttığı görüldü. Tartışma ve sonuç: Preoperatif NDH ölçümüyle değerlendirilen AS artışının spinal anestezi sonrası hipotansiyon ile ilişkili olabileceğini düşünüyoruz. Bununla beraber bu konuda yapılacak olan randomize kontrollü klinik çalışmaların literatüre yeni katkılar sağlayacağını düşünmekteyiz.Background: Spinal anaesthesia induced hypotension (SAIH) is a significant cause of morbidity and mortality. Despite the preventive approaches, SAIH continues to be seen frequently and maintains its importance in anesthesia practice. Arterial stiffness (AS) is accepted as a predictor for end-organ damage, adverse events, and all-cause mortality. Our study evaluated patients who were scheduled for transurethral resection (TUR) surgery under spinal anesthesia in terms of arterial stiffness by preoperative pulse wave velocity (PWV) measurement. We aim to determine whether the high PWV evaluated preoperatively is associated with SAIH. Patients and methods: Our study was planned as a single-center and prospective study. One hundred twenty male patients (ASA I-II, aged 45-75 years) scheduled for TUR under spinal anesthesia were included. After the patients were provided with appropriate conditions in the preoperative period (after 15 minutes of rest, in a semi-sitting position), PWV measurements were made with the help of the Mobil-O-Graph® device. Basal blood pressure and heart rate values were recorded before spinal anesthesia. While spinal anesthesia was performed, the same technique, the same type of needle, the same drugs (local anesthetic) were used for all patients. Hemodynamic parameters after spinal anaesthesia were measured at two-minute intervals in the first 10 minutes, at five-minute intervals between 10-30 minutes, and 15-minute intervals until the 120th minute thereafter. A decrease of  20% in systolic blood pressure (SBP) compared to baseline values was defined as hypotension. Results: While the mean PWV value of 80 patients evaluated as normotensive was 91,2 m/s; the PWV value of 40 patients evaluated as hypotensive was 9,81,2 m/s, and these results were found to be statistically significantly different (p=0,003). When the risk factors affecting hypotension are examined by logistic regression analysis, as PWV increases, the risk of SAIH is 1,8 times in the univariate model; In the multivariate model, it increases 9,9 times. Conclusions: We think that the increase in AS evaluated by preoperative PWV measurement may be associated with hypotension after spinal anesthesia. However, we believe that further randomized controlled trials are needed for new contributions to the literature.